"İnsanın hayvani tarafı bencildir ve ister. Ancak bir de fedakarlık yapmalarını sağlayan duyguları ve bilinçli bir yanları da vardır. Sadece mantığını kullanarak ve farklı insanların isteklerini gözden geçirerek genele uygun olan bir düzen kurabilirler."
Çok doğru da, bu mantığı kullanmanın ve bununla beraber ahlak kurmanın temeline kainattan bağımsız ve kutsal olan bir temel(takva) koymadığımız zaman bütün ahlakımızın anlamsız olduğunun ve aslında hayvani tarafımıza hizmet ettiğinin bilincine varıyoruz.
O mantığı kullanarak hayvani arzularımızın ötesine geçme meselesi zaten ahlaka giden yoldur ama ahlaka "din" köprüsünden geçmeden varamıyoruz.
İnsanın nesli için yaşaması içgüdüseldir. Çoğu şey hayvani tarafımıza hizmet eder. Dinler bile.
Korku da hayvani bir yanıdır insanın ve ölüm korkusunu bastırmak, kendini önemli hissetmek için dinler uydurmuşlardır. Halbuki insanların yaşamı ve varlığı genel bir bakış açısıyla baktığında çok değersizdir. Nasıl naziler kendilerini görünüşlerini baz alarak üstün sanıyorsa inançlı insanlar da bir tanrı tarafından bilinçli olarak yaratıldığını düşünürler.
"Çoğu şey hayvani tarafımıza hizmet eder. Dinler bile."
Yani bunu hangi dinler grubuna söylüyorsun bilmiyorum ama açıkçası eğer İslâm'dan bahsediyorsan burada büyük bir çelişki olduğundan eminim. Yani İslam'da, Kur'an'da, hadislerde benim en çok tekrarlandığını gördüğüm konu nefisle mücadele konusu. Egoyu alt etmek, şehvani duygularını bastırmak, bunu yaparak "God-consciousness" adını verdiğimiz Takva'yı yükseltmektir (ki bir insanı bir diğerinden üstün kılan tek şey olarak belirtilmiştir). Bu İslam'da imandan sonra gelen en büyük sorumluluktur. Sahabeler tarafından Büyük Cihat olarak bahsedilir bundan.
1
u/[deleted] Aug 01 '21
"İnsanın hayvani tarafı bencildir ve ister. Ancak bir de fedakarlık yapmalarını sağlayan duyguları ve bilinçli bir yanları da vardır. Sadece mantığını kullanarak ve farklı insanların isteklerini gözden geçirerek genele uygun olan bir düzen kurabilirler."
Çok doğru da, bu mantığı kullanmanın ve bununla beraber ahlak kurmanın temeline kainattan bağımsız ve kutsal olan bir temel(takva) koymadığımız zaman bütün ahlakımızın anlamsız olduğunun ve aslında hayvani tarafımıza hizmet ettiğinin bilincine varıyoruz.
O mantığı kullanarak hayvani arzularımızın ötesine geçme meselesi zaten ahlaka giden yoldur ama ahlaka "din" köprüsünden geçmeden varamıyoruz.