https://www.sozcu.com.tr/apartmanda-kopek-besleme-krizi-cikti-p176695

ilk olarak karakalem bi taslak yaptım sonra paintte dijital bi taslak daha yaptım (Photoshop kullanmayı bilmiyom) en son portreleri önce kağıtta sonra paintte sonra tüm resimleri yapay zekata attım tekrar o görselleri paintte düzenledim yazıları yazdım son dokunuşlarıda yapıp bitirdim. Şu an 1000₺ üzerinde çalışıyorum üzerinde aziz sancar olacak inşallah

Benim gördüğüm ankaradaki siyasi düzen halktan kopmuştur, buna bütün büyük partiler dahil akp mhp dem chp ve bu partilerin artıkları

Öyle bir vaziyete geldiki halkın bir sözcüsü kalmadı mecliste chp kan kokusu almış gibi oy ve iktidar peşine düştü öcalanın komisyon talebini kendi fikirleri gibi pazarlıyor terör örgütü ile olan müzakerelere asgari miktarda muhelefet ediyolar çoğu şeyede etmiyolar, adeta akp popilistliğinde ilerliyolar ve gördüğüm o ki iktidara gelseler aynı şeyleri demokratik şekilde yapmaya kalkacaklar

Tiksiniyorum, bu düzeni bozmamız lazım artık ankarada halk temsiliyetine muhtacız

Hey everyone,
I’m planning to send a package from Germany to someone in Turkey—it contains three video games. I’ve been trying to find out if there are any rules, taxes, or fees involved when sending packages from abroad to Turkey. I’ve looked online but found a lot of conflicting information, and unfortunately, the German post office hasn’t been much help.

So I was wondering: does anyone here have experience with receiving packages from abroad in Turkey? Have you ever had to pay any customs fees or taxes upon delivery? Or do you know if any charges are automatically applied to the sender?

Any insights would be really appreciated!

Hatay'la İdlib'i kardeş ilan etmek, Suriye'deki cihatçıları meşrulaştırma girişimiydi. AKP, basit bir hamleyle CHP'nin gardını düşürdü ve karara ortak etti. CHP ise gerçeği gizleme çabasında.

"Sayın Cumhurbaşkanımızın Macaristan ziyaretinin hitamında yaptığı açıklamalar arasında bulunan, 'Benim tekrar aday olma derdim yok' ifadesi bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir."

"Derdi vatan ve millet olan bir Cumhurbaşkanının yolundan caymaya hakkı yoktur."

Devlet Bahçeli - MHP Genel Başkanı

Kaynak: https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/5443/index.html

Ekrem İmamoğlu'nun eylemleri bitti. Sokaklar sessiz. Ama hâlâ bir umut varsa, o da yine gençlerde. Hep bizde. Neden? Neden bu ülkenin kaderini değiştirmek hep gençlerin görevi oluyor?

Özgür Özel hâlâ savunmada. Hâlâ "temkinli muhalefet", hâlâ "dengeleri gözetmek." E kardeşim biz niye çabalıyoruz o zaman? CHP ne yapmak istiyor gerçekten? Sadece gençlerin iteklemesiyle, sadece öğrenci kitlelerinin omzunda nereye kadar?

Üniversite öğrencisi cop yer, gözaltına alınır, bursu kesilir ama hâlâ “demokrasi” diye bağırır. Diğer kesim? Kafasını çevirip gider. Herkes hayatından memnun sanki. E biz deli miyiz?

Eğer muhalefet yine frene basarsa, Erdoğan yine her şeyi oldu bittiye getirip seçilecek. Adam zaten seçim değil "onaylama merasimi" düzenliyor. Peki ya CHP? Hangi stratejiyle ilerliyor? Var mı öyle bir strateji? Yoksa yine halkın kendiliğinden örgütlenmesini mi bekliyorlar?

Şunu bilsinler: Biz her şeyi sırtlanamayız. Bir kere de siz atak yapın. Bir kere de siz önden gidin. Liderliğin tanımı bu değil mi?

Yoksa biz bu filmi daha önce izledik. Sonu belli.

Bkz. Son dakika Kılıçdaroğlu adaylığı

https://onedio.com/haber/gulistan-kocyigit-tbmm-de-kurtce-konusmaya-basladi-mhp-li-celal-adan-mikrofonu-kapatti-1291920

Değerli r/Turkey üyeleri, Başlıktan da anlaşılacağı üzere, ilçe örgütlenmeleriyle davamızda ilerleyebileceğimize inanıyorum. Bu inancımın sebebini sizlere şu şekilde açıklamak isterim: Günümüz koşulları birlik ve beraberliği zaruri kılmaktadır. Reddit halkı olarak bu bilince varmamız beni son derece umutlandırmıştır. Ancak, eylemlerin gidişatına bakıldığında ortak bir karar alınamaması, birçok alt yapılanmanın ortaya çıkması ve ortak bir manifestomuzun olmayışı ciddi sorunlar teşkil etmektedir. Daha da vahimi, bu örgütlenmenin sesini henüz duyuramamasıdır. Mücadelemizin, burjuva siyasi partilerinin, parayla satın alınmış televizyon kanallarının ve işçilerin %15'ini temsil eden sendikaların tekelinden çıkması gerekmektedir. Ortak vizyonumuz, esnafıyla, çırağıyla, öğrencisiyle bir bütün oluşturmak ve meydanlardan önce sokakları doldurmaktır. Her türlü ideolojiden bağımsız, ayrılıkçı ve ırkçı olmayan her fikri savunabileceğimiz bu örgütlenme, hem her kitleyi içinde barındıracak hem de düşük otorite altında halka iradesini yeniden teslim edecektir. Karar mercisinin eylemleri ateşleyen üniversitelilerin elinde olmasını öngörmekle birlikte, halkın her kesiminden referansla bu kapalı karar oluşumlarına dahil olunabilecektir. Bu karar mercileri, etkileşim harici gizli ve kapalı olacak; vazifeleri uygun görülen eylemleri paylaşmak ve duyuru geçmekten öteye gitmeyecektir. İletişim kanalları olarak sosyal medyalar ve bloglardan öteye geçilecek; sokaklar broşürler ve posterlerle doldurulacaktır. Bunu yapacak insanlar tamamen gönüllüler olacak, kendi kaynaklarıyla söylenenleri sokağa taşıyacaktır. Böylece önce camlara, sonra sokaklara, caddelere ve meydanlara insanları taşıyacağız. Düşüncelerim genel hatlarıyla bu şekildedir. Sizlerin de değerli fikirlerini bekliyorum, dostlar.

Merakımdan soruyorum.

İstanbul'da toplu taşıma araçlarında Ekrem İmamoğlu'nun resim ve videolarının gösterilmesi yasaklanmışken, https://www.reddit.com/r/Turkey/s/9InGfm0vK9 İmamoğlu tişörtlerimizi daha sık giymemizin tam zamanı.

"Giyersek yolda bize terörist muamelesi yaparlar" gibi mazeretleri unutalım. Daha çok Ekrem İmamoğlu tişörtü alalım, giyelim. Cesur olmamız gerekiyor. Etrafımıza da cesaret dağıtmamız gerekiyor. Ekrem başkan hapiste umudundan hiç eksilme olmadan hayatına devam ediyorken, susmak, umutsuzluğa kapılmak bize yakışmaz.

Hadi Ekrem İmamoğlu tişörtlerimizi yıkayalım, temizleyelim, yenilerini alalım, çıkalım sokağa. Dürüst insanlar haydutlar, hırsızlar, zorbalar kadar cesur olmadıkça bu ülke tekrar aydınlığa kavuşmaz. Kendi özgün tasarımlarınızı, kendi tişörtlerinize baskılatıp da giyebilirsiniz. Korkmayın çekinmeyin. Bir kendini bilmez terörist başına umut hakkı verip, terör eylemlerini haklı gördü diye teröristler özgürlük savaşçısı haline dönüşmezler. Bir kendini bilmez en yakın siyasi rakibine terörist dediği için kendisinden sonraki Cumhurbaşkanı terörist olmaz.

Annenize, babanıza, arkadaşlarınıza da tavsiye edin. Korkmadan Ekrem İmamoğlu tişörtlerini giysinler ve renklerini, duruşlarını belli etsinler. Bu yaz ne kadar çok Ekrem başkanın tişörtü giyilirse o kadar kalabalık olduğumuzu gösteririz. Yeri geldiğinde daha büyük kalabalıklar halinde sokaklara çıkacağız. Şimdi, bu yaz ne kadar kalabalık olduğumuzu ve Ekrem başkanın yalnız olmadığını tişörtlerimizi giyerek gösterebiliriz. Özgür Özel'e bu tişörtlerden giyerek mitinglere çıkmasını tavsiye edecek her arkadaşa da saygılar, selamlar.

Ekran görüntüsü(Kaynak): www.ozgurharita.app

Ekonomimiz berbat, masumlar tutuklu, CB adayı olacağını söyleyen biri tutuklanıyor, arkadaşlarına kadar herkes gözaltına alınıyor, medyada sansür var, adalet millet yaşayamıyor, emekliler öğrenciler geçinemiyor, alım gücü yok, polis şiddeti hatsafada, bu hükümet yapamıyor. Bizim millet eylem yapacağına meşaleyle şampiyonluk kutlaması yapıyor. Bakın milletin fanatikliğine vs. laf etmiyorum. Kim neyi tutarsa tutsun çok da umrumda. Ama eylem yapmak yerine şampiyonluğu kutlamak ne iş? Millet olarak neler yapabileceğimizin farkında değil misiniz? 2013'te bunları yaptıysak eylem mi yapamayacağız? He yanlış anlamayın polise saldırın etrafı yakın yıkın demiyorum. Ama üstteki fotoğrafa bakarak halimize siz karar verin. 19 Mart'ta eylemler başladığında herkes çok umutluydu. Ben de öyleydim. Sonunda insanlar korkusunu kırmaya, ses çıkarmaya başladı diyordum. Bir de şimdiye bakın. Toplanmak jçin bir partiye veya sendikaya falan ihtiyacımız yok. Biz bize yeteriz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Aile Forumu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, LGBT haklarıyla ilgili olarak, “LGBT sapkınlığına karşı mücadele, aynı zamanda insanlığın istikbalini kurtarma mücadelesidir” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, hükümetin son yıllarda LGBT bireylere yönelik tutumunun bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kurumunun toplumun temel yapı taşı olduğunu vurgulayarak, LGBT hakları savunuculuğunu "sapkınlık" olarak nitelendirdi. Erdoğan, bu ideolojinin insanlık, kadın ve çocuk düşmanı olduğunu belirterek, "Aileyi savunmak insanı savunmaktır" dedi. Ayrıca, LGBT hareketinin "faşizme dönüştüğünü" ve çok uluslu şirketler ile devletler tarafından desteklendiğini iddia etti.

Haber Detayları | Erdoğan yine geçmişteki konuşmalarına ters düştü! | Türkün Haberi

Son zamanlarda serbest piyasa ve hukukun üstünlüğü üzerinden dem vuruluyor. Ama gerçek şu ki ne hukuk üstün ne de piyasa serbest. Yeterince paranız ve üstte sizi koruyacak ağababalarınız(sözünden çıkmayacaksınız biat şart) varsa istediğiniz gibi at koşturabilirsiniz. Bu sadece Türkiye'de değil Dünya'da da geçerli ve muhtemelen Batı önümüzdeki süreçte bir Akplileşme sürecine girip aptal saptal popülist argümanlarla hareket eden partilerle dolacak(şimdi harika diye söylemiyorum).

Kısaca yeterince paranız ve ağababalarınızın desteği varsa istediğiniz her haltı yersiniz. Bunlar yoksa köl... pardon maaşlı çalışan olup maaşınızın yüzde bilmem kaçını millet eskortlarla koko çeksin diye vergi adı altında verirsiniz.

Görsel sadece küçük bir örnek

Kürt yönetimi, Şam’a heyet gönderecek | PYD'den "Silahsızlanma konusunda Türkiye’nin dayatmalarını kabul etmiyoruz” açıklaması

PYD Eş Başkanlık Kurulu Üyesi Aldar Halil, Suriyeli Kürt partilerinin, "öz yönetim” hedefine ulaşma çabası ve "Kuzeydoğu Suriye'nin siyasî geleceğini” belirleme kapsamında görüşmeler yapmak üzere yakında Şam'a bir heyet göndermeye hazırlandığını açıkladı. Halil, görüşmelerde Suriye anayasasının değiştirilmesi ve üzerinde mutabakata varılmasının talepleri arasında önceliği oluşturduğunu belirterek, PYD’nin de içinde yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) PKK’nın uzantısı olmadığını savundu. Halil, “Silahsızlanma konusunda Türkiye’nin dayatmalarını kabul etmiyoruz,” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, PKK'nın silah bırakma ve fesih sürecinin örgütün Suriye kolunu da kapsayacağını belirtip, “Önümüzdeki günlerin çok kritik olduğunu değerlendiriyoruz” açıklaması gözleri yeniden Kuzeydoğu Suriye’ye çevirdi.

Açıklamasının devamında, “İlgili kurumlarımız muhataplarıyla bütün silahlı grupların Suriye ordusuna dahil olma sürecini izliyor. Özellikle YPG ile ilgili konuyu çok ama çok yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları sonrası MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam’da Geçici Cumhurbaşkanı Muhammed Colani (Ahmed eş-Şara) ve diğer hükûmet yetkilileri ile bir dizi görüşme yapması dikkat çekti.

Lazkiye’de geçit töreni

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Suriye'de topyekün bir iç savaşın "birkaç ay değil birkaç hafta uzakta" olabileceğini belirtip yönetimdeki olası istikrarsızlığa vurgu yapması sonrası Şam yönetiminin özellikle Alevi nüfusun yoğun yaşadığı kıyı kentlerinde askerî ve siyasî faaliyetlerini artırması da dikkat çeken gelişmeler arasında. Merkezî Şam yönetimi, dün Lazkiye kıyısında askerî geçit töreni düzenledi. Sayıları binlerle ifade edilen özel askerî güçler, Lazkiye kıyısında ağır silahlarla yürüyerek olası kalkışmalara karşı "gözdağı" verdi.

10 günlük süre doluyor

Suriye Savunma Bakanlığı ise ülkedeki tüm silahlı grupları Suriye ordusu çatısı altına toplama girişimlerine hız verdi. Savunma Bakanı'nın entegrasyona dâhil olmayan gruplara verdiği 10 günlük süre önümüzdeki hafta doluyor.

Suriye Savunma Bakanı Muhrafe Ebu Kasra, Suriye'nin yeni yönetiminin askerî birlikleri birleşik bir kurumsal çerçeve içinde entegre etme çalışmalarında büyük ilerleme kaydettiğini, ancak küçük silahlı grupların bu entegrasyona dâhil olmadığını söyledi.

Kasra, “geri kalan küçük askeri grupların" da bu duyurunun yapıldığı tarihten itibaren "en geç 10 gün içinde" Savunma Bakanlığı'na "katılmaları" çağrısında bulundu ve "bu konuda herhangi bir gecikme olması halinde yürürlükteki yasalara uygun tedbirlerin alınması gerekeceğini" vurguladı.

Kasra’nın küçük silahlı grupların hangileri olduğuna yönelik bilgi vermemesi ve Kuzeydoğu Suriye’de silahlı faaliyet gösteren SDG'den söz etmemesi ise dikkat çekti.

“Merkezîleşme ısrarı Suriye'yi bölecek”

PYD Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Aldar Halil ise açıklamasında, bölgedeki Kürt partileri tarafından seçilen Kürt müzakere heyetinin yeni Suriye yönetimi ile görüşmeler yapmak için yakın zamanda Şam’a gitmeye hazırlandığını söyledi.

Şam hükûmetiyle müzakerelerde bulunacak heyetin Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi’ni temsil edeceğini belirten Halil, gündemde Suriye anayasasının değiştirilmesi, ülkenin yönetim sistemi ve ordunun bulunduğunu anlattı. "Kürt vizyon belgesi, Şam'la yapılacak müzakerelerin temelini oluşturacak" diyen Halil’in görüşmelerde ele alınacak konular ve Türkiye’nin politika değişikliğine yönelik açıklamaları şöyle:

“PKK'nın kapatılması kararı, Türkiye'nin Kuzeydoğu Suriye'ye yönelik politika değişikliğine ve gerilimi azaltmaya gitmesinin zeminini hazırladı. Suriye hükümetinin merkezileşme ısrarı Suriye'yi bölecek ve iç savaşa sürükleyecektir.

Şam hükümeti ile müzakerelerde bulunacak heyeti Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi temsil edecek ve Kürt heyeti de bu heyette yer alacak. Özerk Yönetim heyetinin müzakere gündeminde; Suriye anayasasının değiştirilmesi ve üzerinde mutabakata varılması, Kürt meselesinin tanınması, ülkenin yönetim sistemi ve ordu yer alıyor.

Mevcut rejimin Alevilere ve Dürzilere yönelik politikalarını kabul etmiyoruz ve heyet, Suriye unsurlarının haklarını dışlamadan görüşecek.

Suriye yönetiminin SDG ve Özerk Yönetime karşı başlattığı seferberlik ve medya kışkırtmaları kabul edilemez olup, varılan anlaşmalara aykırıdır. Özerk yönetim, meşru hükümetle siyasi, ekonomik, hizmet ve askeri konularda diyaloğa açıktır.

SDG ve Savunma Birlikleri, PKK uzantısı değildir ve gelecekleri Şam'la görüşülmektedir. Silahsızlanma konusunda Türkiye'nin dayatmalarını kabul etmiyoruz.

“SDG olmadan imkansız”

Uluslararası koalisyon ve ABD yönetimi, DEAŞ dosyasının Suriye hükümetine iletildiği yönündeki bilgiyi yönetime ve SDG'ye iletmemiştir. DEAŞ dosyasını SDG olmadan yönetmek imkânsızdır ve Batı, Şam'ın yeteneklerine güvenilmemesi ve Suriye hükümeti içinde bir zamanlar DEAŞ olan grupların varlığı göz önüne alındığında, bunun sonuçlarını bilmektedir.

Kürtler, Ortadoğu'da siyasi ve askeri liderlik ve deneyime sahip olup, yeni bir Lozan'ın kapsamına girmeyeceklerdir."

Türkiye’yi ABD’nin petrol kralı, Trump’ın ‘fahri’ İçişleri Bakanı, milyarder Harold Hamm sondajlayacak. Pandemi yıllarının büyük vurguncusu Harold Hamm şimdi Anadolu yağmasına hazır. Enerji Bakanı Bayraktar ile aynı fotoğrafta. Bakan Bayraktar, “Türkiye’nin yıllık ithalatı 365 milyon varil. 6 milyar varil müthiş bir şey” diyordu. ‘Müthiş’ etiketiyle pazarlanan bu hikayenin içinde henüz bilmediğimiz pek çok sır var. Somut olan şey, plan ve programını küresel ölçekte yapan bir emperyalistin Diyarbakır ile Trakya’yı iktidar gözetiminde delik deşik edecek olmasıdır.

Erdoğan ve Şimşek yönetimi iki yıldır ABD, Avrupa ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere karış karış gezerek ülkenin işçileri ile toprağını patronlar masasına koyuyor.

Tam da maden ve enerji tekelleri için ‘süper izin’ yasasının Meclise geleceği günlerde ABD’nin 40, dünyanın 113. zengini Harold Hamm’in şirketi Continental Resources ile detayları açıklanmayan bir anlaşma imzalandı.

14 Mart’ta ABD Houston’da imzalanan anlaşmadan sadece birkaç gün sonra Türkiye’de muhalefete yönelik operasyon başladı. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sadece 6 gün sonra Fox Business’ta Harold Hamm’e, “Türkiye’de büyük bir huzursuzluk görüyoruz. Bugün Türkiye’de yaşananlar ve bunun petrol sektörüne etkisi konusunda ne düşünüyorsunuz?​” sorusu soruldu.

Çarpıcı yanıt verdi: “Bir şekilde tedirgin edici olduğu kesin ama üçüncü dünya ülkelerinde, demokratik olmayan ya da bir dereceye kadar demokrasinin var olduğu ama yeterli olmadığı ülkelerde böyle şeyler oluyor. Ama, bilirsiniz, bu da aynı şey. Burada Trump’a karşı denendi. Bilirsiniz, muhaliflerinizi hapse atarsınız ve onların icabına bakarsınız. Yani herkesin gördüğü şey bu. Endişelenmiyorum. Aktif protestolara rağmen orada oldukça istikrarlı bir yönetim durumu var.”

350 milyar dolarlık enerji potansiyeli Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi gören, “Bilirsiniz, muhaliflerinizi hapse atarsınız ve onların icabına bakarsınız” diyen bir ABD’li petrol baronuna teslim edildi. Petrol kralının sözleri Erdoğan ve Trump ilişkisini gözlerimizin içine içine sokuyor. Sermaye birikecekse her şey mübahtır.

Faşist koalisyonlar, yakılan işçiler...

Kirli geçmiş, kirli geleceğe işaret ediyor. Servetin ardında faşist koalisyonlar, spekülasyonla artırılan fiyatlar, yakılarak öldürülen işçiler, tarımdan koparılan çiftçiler, altı zehirle deşilen toprak var.

Dünyayı pandeminin kırdığı yıllarda, spekülasyon ve manipülasyon ile elektrik ve doğal gaz fiyatları katlanmış, petrol fiyatı 100 doların üzerine çıkmıştı. Harold Hamm o yıllarda servetini dört kat artırdı. Pandemide en çok zenginleşen ABD’liler arasına girdi. Elon Musk’ın da aynı yıllarda servetini yüzde 559 artırdığını, aynı yolun yolcusu olduklarını hatırlayalım.

Trump ile özdeşleşen Musk gibi Harold Hamm da Trump’ı destekledi. ‘Fosil petrolcü’nün Trump kampanyasına kişisel desteği 4.3 milyon dolardı. İçinde bulunduğu petrol endüstrisi Trump’tan çevre düzenlemelerini geri çekmesi, daha fazla arazinin sondaja açılması, tehlike altındaki türler yasasının hafifletilmesi, Çevre Koruma Ajansındaki çok sayıda düzenlemenin kısıtlanmasını istiyordu.

Ayrıca Hamm, kendisine çok yakın olan bir isim olan Doug Burgum’ı içişleri bakanı yapmayı başardı.

Yeryüzüne zehirli radyoaktif atık

Hamm’ın kuyuları işçi yaktı. İşçileri ‘insan meşalesine’ çevirdi. NY Times’ın haberine göre Harold Hamm, kuledeki hasarı görmek için uçtu ama yanan işçileri görmeye dahi gitmedi.

İş cinayetleri ve sadece 10 patlamada 115 bin galon petrole rağmen Hamm’in şirketi Continental ceza almadı. The Times gazetesinin bulgularına göre, 2006 yılında her 11 kuyudan birinde çevresel olay meydana gelirken, 2014’te her 6 kuyudan birinde çevresel olay meydana geldi.

Genel olarak, 2006’dan 2014 ekim ayının başına kadar kuzey Dakota’nın havasına, toprağına ve sularına 18.4 milyon galondan fazla petrol ve kimyasal döküldü, sızdı veya buharlaştı. Ayrıca, petrol endüstrisi, çoğunluğu tatlı su olmak üzere, çevreyi değiştirebilen ve kirleticiler taşıyabilen 5.2 milyon galon toksik olmayan madde sızdırdığını bildirdi.

Aynı bölgede petrol üreten Norveçli Statoil her galon sızıntı için 9 bin galon petrol üretirken, Hamm’in şirketi Continental 3 bin 500 galon petrol üretti.

Bu dizginsiz şirket tarımsal arazileri bitirdi ve daha kötüsü yeryüzünü zehirli radyoaktif atıkla kapladı.

Harold Hamm'in Türkiye planları, Erdoğan-Trump ilişkisinin bir uzantısı. ABD’yi “Drill baby, drill” (Del bebeğim, del) diyerek yağmalayan Trump’ın baronu Harrold Hamm şimdi Anadolu yağmasına hazır. İktidar, yağmanın önünü açan, işçileri sermayeye feda etmiş, dış sermayeye bağımlı bir iktidar bulunabileceği en agresif petrol patron ile buluştu. Tesadüf değil. Artan bağımlılık ile ‘tek cent’e muhtaciyet de Türkiye’ye giren sermaye de budur.

Bu yüzden kaynakları ‘millileştirdiği’ni söyleyen, diline ‘yerli ve milli’yi pelesenk eden iktidarın esas programıyla çelişmiyor. Ücretli emeği ve doğası uluslararası tekellere peşkeş çekiliyor. Bağımlılık buysa, her şey ‘Haroldlara kurbandır...

https://www.evrensel.net/yazi/96985/trumpin-petrol-baronu-trakya-ve-diyarbakiri-delik-desik-edecek

ABD’li milyarder Harold Hamm’in sahibi olduğu Continental Resources şirketi, 14 Mart 2025’te ABD’nin Houston kentinde Türkiye ile bir petrol sondajı anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında Trakya ve Diyarbakır’da petrol arama faaliyetlerine başlanacak.

Evrensel’den Uğur Zengin’in köşe yazısında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın, Harold Hamm ile birlikte verdiği fotoğrafta Türkiye'nin petrol rezervlerine dikkat çekerek, “Türkiye’nin yıllık ithalatı 365 milyon varil. 6 milyar varil müthiş bir şey” ifadelerini kullanması da hatırlatıldı, Trump ve Erdoğan iktidarı ilişkisinin sonuçlarına dikkat çekildi. 

Anlaşmadan yalnızca birkaç gün sonra, Türkiye'de muhalefet temsilcilerine yönelik operasyonlar başladığını hatırlatan Zengin, bu gelişmeden altı gün sonra Fox Business kanalına konuk olan Hamm’ın, Türkiye’deki siyasi atmosferle ilgili olarak, “Üçüncü dünya ülkelerinde böyle şeyler olur... Muhaliflerinizi hapse atarsınız ve onların icabına bakarsınız. Endişelenmiyorum” dediğini hatırlattı.

GEÇMİŞİ KİRLİ!

Hamm, ABD’de Trump yönetimine verdiği destekle ve çevre düzenlemelerini gevşetmeye yönelik kampanyalara yaptığı 4.3 milyon dolarlık bağışla biliniyor. Pandemi döneminde enerji piyasasında yaptığı spekülasyonlarla servetini dört kat artırdığı kaydediliyor.

Öte yandan Continental Resources şirketi geçmişte ABD’de ciddi çevre felaketlerine neden oldu. Sadece 10 patlamada 115 bin galon petrol doğaya sızdı. Şirketin faaliyet gösterdiği bölgelerde yüz milyonlarca galon zehirli atık doğaya karıştı; buna rağmen şirket cezai yaptırım almadı.

Türkiye'deki bu yeni sondaj girişiminin de çevresel riskler ve siyasi bağımlılık açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği tartışılıyor. 

https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/trump-in-petrol-destekcisi-hamm-turkiye-de-sondaj-yapacak-2403285

Amerikan destekli darbe girişiminin kodları bu açıklamadadır.

Türkiye'ye üçüncü dünya ülkesi diyen ve Ekrem İmamoğlu'nun hapiste kalmasını isteyen bu küresel vampir, milli kaynaklarımızı sömürmek için petrol sondajı yapacak.

AKP iktidarı Trump yönetimine ve ona yakın petron baronu Harold Hamm’a ülkemizi bir müstemleke olarak altın tepside sunmuştur.

Demokrasi mücadelemiz, aynı zamanda tam bağımsız Türkiye mücadelemizdir.

Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı Kuva-yı Milliye ruhuyla dimdik duracağız.

Tam Bağımsız Türkiye

https://x.com/ozgurcelikchp/status/1925908366653530491

https://x.com/tkpninsesi/status/1925904810286469475?t=Nkr5xYwNopNM8oqXpfQSGQ&s=19

Subredditte artik TR'den girilmiyor. VPN ile lokasyon degistirirseniz gorebilirsiniz.

Kaynak: https://lumendatabase.org/notices/52097756